Kararlar verildi, sorumluluklar yüklenildi. Kazanmak zafer, kaybetmek siyasette hüsran olarak algılanıyor. Kalanların belirlenme anlayışı da kamoyunca artık öğrenilmiş durumda. Birçok aday açıklandı, son kalanların da önümüzdeki hafta açıklanması gerekiyor. Kendi siyasi geleceklerini, partinin değerleri ve misyonuyla bütünleştirememiş yöneticilerin verdikleri karar da doğaldır ki kişisel oluyor. . Bu genelleme ve bilgiler bile muhalif partiler, yöneticileri ve liderleri için alarm zillerinin çalmasına neden oluyor bizce. . Onun dışında yenilgi üzerine yenilgi. Yerel seçimlerde başarısızlık olsa da genel seçim sonuçlarıyla bir süre daha idare edecek durumdalar. 21 yıldır ülkeyi, AKP ve daha sonra oluşan Cumhur İttifakı yönetiyor. Olası başarı ya da başarısızlığa giden yolun taşları şu an döşenmiş durumda. Dağınıklar. Genel seçimlerde muhalefet adayına oy veren yüzde 48’lik kitlenin öncelikleri, bir noktada toparlanıp toparlanmayacakları ise belirsiz. Ancak kendileri açısından büyük bir hüsran gelişirse, kalan iktidar süresini tamamlamakta zorlanır, kafalardaki planlarını unutabilirler. . İktidar, kendince bir “zafer” üretebilirse muhalefetin yaşayacağı acılara kesinlikle kayıtsız kalacaktır. Sonra seçimsiz bir dört yıl. CHP, İYİ Parti, Gelecek Partisi, DEVA Partisi, Demokrat Parti, Saadet Partisi, Memleket Partisi ve yoğun olarak Kürt yurttaşların oy verdiği DEM Parti. Muhalefetin en büyüğünden en küçüğüne hepsi genel hatlarıyla kararlarını verip adaylarını tercih ettiler. Son seçimlerden başarıyla çıktılar. Ya yansırsa? İşte bu noktada kafalardaki planları düşünebiliriz. 21 yılda iktidara karşı yalnızca bir kere, 2019’da kazanılmış bir başarı var. Bir ittifaka karşı, zaman zaman kendilerine de muhalefet ederek yarışacaklar. Bu noktada kapıyı aralık bırakıp muhalefete bakalım. Yalnızca oluşacak sonuçlar belli değil. Bu aşamadan sonra siyasi muhalif yapıların, kadroların ve liderlerin durumları muhalif kitleden birçok kişinin de umurunda olmayabilir artık. Muhalif siyasi yapı ve kadroların çalışmalarında şu ana kadar büyük bir umut üretilmekte zorlanıldı. Anayasa değişikliği, hemen yaz aylarında bir referandum ve gelsin kafalardaki “yeni Türkiye”. Partilerin aday çalışmaları son aşamaya gelmiş durumda. İktidar, “Bir aşamayı daha geçmek için bir engeli daha kaldırdık” anlayışıyla harekete geçecektir. . Bütün temenniler dağınıklığın sandığa yansımaması yönünde. 31 Mart’ta yapılacak seçimlere iki aydan az bir süre kaldı. İşbirliği konusunda neyin olacağı veya neyin olmayacağı da netleşmiş durumda. Hâlâ hiçbir sorun yokmuş gibi davranmaya devam edecek miyiz?",. Kafalardaki planlar. Parti yöneticilerinin bu dönemlerde ziyaretçisi çok olur, kafaları da karışık. Çünkü ittifak iktidarına karşı dağınık muhalefet yarışa giriyor.
Partilerin aday çalışmaları son aşamaya gelmiş durumda. . Parti yöneticilerinin bu dönemlerde ziyaretçisi çok olur, kafaları da karışık. İşbirliği konusunda neyin olacağı veya neyin olmayacağı da netleşmiş durumda. Son seçimlerden başarıyla çıktılar. Kafalardaki planlar. Birçok aday açıklandı, son kalanların da önümüzdeki hafta açıklanması gerekiyor. Yerel seçimlerde başarısızlık olsa da genel seçim sonuçlarıyla bir süre daha idare edecek durumdalar. İktidar, kendince bir “zafer” üretebilirse muhalefetin yaşayacağı acılara kesinlikle kayıtsız kalacaktır. 31 Mart’ta yapılacak seçimlere iki aydan az bir süre kaldı. Olası başarı ya da başarısızlığa giden yolun taşları şu an döşenmiş durumda. Kararlar verildi, sorumluluklar yüklenildi. Sonra seçimsiz bir dört yıl. 21 yıldır ülkeyi, AKP ve daha sonra oluşan Cumhur İttifakı yönetiyor. . CHP, İYİ Parti, Gelecek Partisi, DEVA Partisi, Demokrat Parti, Saadet Partisi, Memleket Partisi ve yoğun olarak Kürt yurttaşların oy verdiği DEM Parti. Çünkü ittifak iktidarına karşı dağınık muhalefet yarışa giriyor. Muhalefetin en büyüğünden en küçüğüne hepsi genel hatlarıyla kararlarını verip adaylarını tercih ettiler. Bir ittifaka karşı, zaman zaman kendilerine de muhalefet ederek yarışacaklar. Bu noktada kapıyı aralık bırakıp muhalefete bakalım. Kendi siyasi geleceklerini, partinin değerleri ve misyonuyla bütünleştirememiş yöneticilerin verdikleri karar da doğaldır ki kişisel oluyor. Kazanmak zafer, kaybetmek siyasette hüsran olarak algılanıyor. Anayasa değişikliği, hemen yaz aylarında bir referandum ve gelsin kafalardaki “yeni Türkiye”. İktidar, “Bir aşamayı daha geçmek için bir engeli daha kaldırdık” anlayışıyla harekete geçecektir. Dağınıklar. Hâlâ hiçbir sorun yokmuş gibi davranmaya devam edecek miyiz?",. Kalanların belirlenme anlayışı da kamoyunca artık öğrenilmiş durumda. Bütün temenniler dağınıklığın sandığa yansımaması yönünde. Bu genelleme ve bilgiler bile muhalif partiler, yöneticileri ve liderleri için alarm zillerinin çalmasına neden oluyor bizce. Ancak kendileri açısından büyük bir hüsran gelişirse, kalan iktidar süresini tamamlamakta zorlanır, kafalardaki planlarını unutabilirler. Muhalif siyasi yapı ve kadroların çalışmalarında şu ana kadar büyük bir umut üretilmekte zorlanıldı. 21 yılda iktidara karşı yalnızca bir kere, 2019’da kazanılmış bir başarı var. Genel seçimlerde muhalefet adayına oy veren yüzde 48’lik kitlenin öncelikleri, bir noktada toparlanıp toparlanmayacakları ise belirsiz. Yalnızca oluşacak sonuçlar belli değil. . Onun dışında yenilgi üzerine yenilgi. . Bu aşamadan sonra siyasi muhalif yapıların, kadroların ve liderlerin durumları muhalif kitleden birçok kişinin de umurunda olmayabilir artık. Ya yansırsa? İşte bu noktada kafalardaki planları düşünebiliriz.